Bu çirkin oyun neticesinde, samimi dindar Hıristiyanların bir kısmı İslam'ı yanlış tanımakta, yanlış yorumlamakta, İslam'ın güzellik, barış ve sevgi dini olduğu gerçeğinden habersiz kalmaktadırlar. Bu oyun, aynı zamanda Müslümanlarla Hristiyanlar arasında suni bir ayrılığın oluşmasına da neden olmaktadır. Bu sinsi plan neticesinde, aynı Allah'a inanan samimi dindarlar birlik olamamakta, hatta tam tersine aralarında suni bir nifak ve husumet oluşmaktadır. Bu durum, tüm dünyaya dinsizliği, Darwinizm'i, anarşiyi, zulmü, savaşları, cinayetleri, dejenerasyonu yaymak isteyen deccal sisteminin sinsice faaliyetlerini sürdürmesi için aradığı en uygun zemini oluşturmaktadır. Üç büyük dinin mensupları, yani Müslümanlar, Hristiyanlar ve Museviler birbirleriyle uğraşırken, meydan onlara kalmaktadır.
İnananların güç kaybetmesi, deccal taraftarlarının güç kazanması anlamına gelir. Bu nedenle de deccal taraftarlarının ateizmi, materyalizmi ve ahlaki dejenerasyonu yayabilmeleri, kendi ideolojilerini güçlendirmeleri için, iman edenlerin güçsüz ve kendi içlerinde paramparça olmaları gerekmektedir. Deccal taraftarlarının samimi dindarların arasındaki ittifakı bozmak ve onları bölmek için bu kadar uğraşmalarının sebebi budur. Oynanan bu sinsi oyun neticesinde dindar Hristiyanlar da, aslında farkında olmadan ve elbette istemeden bu odakların dinsizliği yayma politikasına alet olmaktadırlar.
Bu kirli oyuna karşı tüm gerçek dindarların tetikte olması ve asıl fikri mücadeleyi birlik ruhu içinde, Allah inancına karşı çıkan ve toplumları din ahlakından uzaklaştırmaya çalışan ideolojilere karşı yapmaları aciliyet arz eden bir durumdur. İnsanların barış ve huzur içinde, adalet ve güven içinde yaşamalarının önündeki en büyük tehlikenin, dinsizliği yayma amacını taşıyan deccal sistem ve onun denetimindeki Darwinizm, materyalizm gibi sapkın ideolojiler olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Şunu belirtmek gerekir ki, İncil'de geçen deccal tarifi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'den rivayet edilen hadislerle tam bir mutabakat içindedir. Dolayısıyla, İslam kaynaklarında tarif edilen ve Müslüman aleminin asırlardır beklediği, deccal ile Hristiyan aleminin beklediği deccal aynı özelliklere sahiptir, aynı aldatma yöntemlerini uygulayacak, aynı sapkın ideolojilerin yaygınlaşması için kirli bir mücadele yürütecektir. Bir başka deyişle asıl olan Hristiyanların, ortak düşmanları olan deccale karşı Müslümanlarla birlikte hareket etmeleridir.
Armageddon Yaşanmış ve Bitmiştir
Bazı Evanjelik Hristiyanların, buraya kadar detaylı olarak incelediğimiz, Armageddon ile ilgili açıklama ve yorumları tamamen yanlıştır.İleride yaşanacağı söylenilen Armageddon aslında çoktan gerçekleşmiştir. Armageddon savaşı, geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen Irak savaşıdır. Hem İslami kaynaklarda hem de Hristiyan kaynaklarında yer alan alametler bu durumu tam olarak teyit etmektedir. "Büyük ve kanlı bir savaş olacak" diyen deccal taraftarı odaklar da bu gerçeği çok iyi bilmekte, fakat bilinçli olarak insanlardan saklamaktadırlar.Irak; 2003 yılında ABD, İngiltere, Avustralya, İspanya, Danimarka ve Polonya'dan gelen askerlerle işgal edilmiştir. Bu işgal sırasında, Müslümanlardan da, Hristiyan veya başka dinlere mensup kişilerden de sivil ve asker çok fazla insan şehit edilmiş veya öldürülmüştür.
İncil'de Irak'ın ahir zamandaki işgali şu şekilde tarif edilmiştir:
Dünya tüccarları onun [Babil ] için ağlayıp yas tutuyor. Çünkü mallarını satın alacak kimse yok artık. Altını, gümüşü, değerli taşları, incileri, ince keteni, ipeği, mor ve kırmızı kumaşları, her çeşit kokulu ağacı, fildişinden yapılmış her çeşit eşyayı, en pahalı ağaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit malı, tarçın ve kakule, buhur, güzel kokulu yağ, günnük... zeytinyağı, ince un ve buğdayı, sığırları, koyunları, atları, arabaları... satın alacak kimse yok artık. Diyecekler ki, "Canının çektiği meyveler elinden gitti, bütün değerli ve göz alıcı malların yok oldu..." Babil'de bu malları satarak zenginleşen tüccarlar, kentin çektiği ızdıraptan dehşete düşecekler... "İnce keten, mor ve kırmızı kumaş kuşanmış, altın, değerli taş ve incilerle süslenmiş koca kent! Onca büyük zenginlik bir saat içinde yok oldu. Gemi kaptanları, yolcular, tayfalar, denizde çalışanların hepsi, onu yakan ateşin dumanını görünce uzakta durup, "Koca kent [Babil] gibisi var mı?" diye feryat ettiler... "Denizde gemileri olanların hepsi onun sayesinde, onun değerli mallarıyla zengin olmuşlardı. Kent bir saat içinde viraneye döndü." ... "Koca kent Babil de işte böyle şiddetle atılacak... Senin tüccarların dünyanın büyükleriydi." (Vahiy, 18:11-21)
Irak'ın farklı ülkeler tarafından işgal edilmesi, Irak'ta yaşanacak katliam ve Armageddon savaşı hadislerde de en ince detayına kadar bildirilmiştir:
"Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir…" (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177)
Irak'ın işgalinin başladığı günden itibaren Bağdat, en yoğun bombardımana tutulan şehirlerden biri olmuştur. Ağır bombardıman, geceleri Bağdat'ın tıpkı hadiste haber verildiği gibi alev alev yanmasına neden olmuştur. Bağdat'ın gazete ve televizyon haberlerine yansıyan görüntüleri, yukarıdaki hadiste dikkat çekilen olayla tam olarak mutabıktır.
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "…Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse, sığınabileceği bir makam bulamayacaktır. Bu belalar Şam'ın etrafında dolanacak, Irak'ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır… Onlar belayı bir tarafta defetmeye çalışırlarken, diğer taraftan o yine ortaya çıkacaktır." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 38-39)
1. Türkiye Gazetesi, 23 Mart 2003
2. Zaman, 22 Mart 2003
3. Habertürk, 22 Mart 2003
4. Milliyet, 4 Mayıs 2003
5. Yeni Şafak, 4 Kasım 2003
Hadiste bildirilen "musibetlerin Şam'ın etrafında dolaşıp, Irak'ın üzerine çökecek olması", Amerika'nın son Irak işgali sırasında yaşanmıştır.
"… Irak'a saldırılmadıkça kıyamet kopmaz. Ve Irak'taki masum insanlar Şam'a doğru sığınma yerleri ararlar. Şam yeniden yapılanır, Irak da yeniden yapılanır." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c. 5, s. 254)
Hadiste Irak'ın yeniden inşa edileceğine dikkat çekilmektedir. Irak'ın işgalinin ardından, Irak'ta pek çok şehir yerle bir olmuştur. Bu savaşın sonrasında yaşanan yağma olaylarının da etkisiyle büyük bir harabeye dönüşen Irak'ın yeniden inşa edilmesi mecburi hale gelmiştir.
"Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler. Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın." (Yusuf el-Makdisi, Fera İdu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Hadiste haber verildiğine göre, Irak işgali sonrasında halkın bir grubu "çapulculara" katılacaktır. Gerçekten de Irak savaşı sırasında halkın bir kısmı, işgal sonrasında hırsızlık, gasp, yağmalama gibi "çapulculuk" olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri yapanlara dahil olmuşlardır. Hadiste bir kısım halkın ise, yapılan zulümden dolayı bulundukları yerden bir an önce kaçmaya yeltenecekleri, hatta geride bıraktıkları ailelerini dahi düşünemez konumda olacakları haber verilmiştir. Hadiste halkın bir kısmının ise, savaşa katılacağı ve öldürüleceği bildirilmektedir. Irak işgali sırasında da, çok fazla çatışma gerçekleşmiş ve çok fazla kişi hayatını kaybetmiştir.
"Masum ve temiz Irak halkı Şam'a kaçar". (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 210)
Türkiye, 23 Mart 2003
Yeni Şafak, 30 Mart 2003
Tercüman, 15 Nisan 2003
Milli Gazete, 22 Haziran 2003
Irak işgali başlamadan önce ve işgal sonrasında on binlerce Iraklı'nın, Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmeleri bu hadisteki olayla büyük bir benzerlik göstermektedir.
Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)'ın yanında idik, şöyle dedi: "Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak". Dedik ki: "Bu kimden dolayı olur." Dedi ki: "Acemler ('Arap olmayanlar) bunu men' ederler." Sonra dedi: "Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak". "Bu kimden dolayı olur" dedik. "Rumlar'dan dolayı"dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)
Irak, Müslüman olmayan yabancı devletler tarafından işgal edilmiş ve hemen arkasından hadiste belirtildiği gibi, yine yabancı devletler tarafından Irak'a uzun süre ambargo uygulanmıştır.
"Irak'a ölçeği ve dirhemi verilmeyecek. Şam'a da ölçeği ve dinarı verilmeyecek. Mısır'a ölçeği ve dinarı verilmeyecek. Başladığınız yere döneceksiniz" buyurdu ve üç kere tekrar etti. Buna Ebu Hureyre'nin eti ve kanı şahit oldu." (Müslim, Fiten 33, (2896); Ebu Davud, Harac 29, (3035))
"Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alışveriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 45)
Hadislerde belirtildiği şekilde işgal dolayısıyla büyük zarar gören Irak ekonomisi ve yabancı devletler tarafından uygulanan ambargolar nedeniyle, halkın alım gücü düşmüş, yokluk ve fakirlik en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Irak'ın işgali sonrasında Irak dinarının tedavülden kaldırılması söz konusu olmuştur.
Hadiste Irak'ın yeniden inşa edileceğine dikkat çekilmektedir. Irak'ın işgalinin ardından, Irak'ta pek çok şehir yerle bir olmuştur. Bu savaşın sonrasında yaşanan yağma olaylarının da etkisiyle büyük bir harabeye dönüşen Irak'ın yeniden inşa edilmesi mecburi hale gelmiştir.
"Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler. Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın." (Yusuf el-Makdisi, Fera İdu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Hadiste haber verildiğine göre, Irak işgali sonrasında halkın bir grubu "çapulculara" katılacaktır. Gerçekten de Irak savaşı sırasında halkın bir kısmı, işgal sonrasında hırsızlık, gasp, yağmalama gibi "çapulculuk" olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri yapanlara dahil olmuşlardır. Hadiste bir kısım halkın ise, yapılan zulümden dolayı bulundukları yerden bir an önce kaçmaya yeltenecekleri, hatta geride bıraktıkları ailelerini dahi düşünemez konumda olacakları haber verilmiştir. Hadiste halkın bir kısmının ise, savaşa katılacağı ve öldürüleceği bildirilmektedir. Irak işgali sırasında da, çok fazla çatışma gerçekleşmiş ve çok fazla kişi hayatını kaybetmiştir.
"Masum ve temiz Irak halkı Şam'a kaçar". (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 210)
Türkiye, 23 Mart 2003
Yeni Şafak, 30 Mart 2003
Tercüman, 15 Nisan 2003
Milli Gazete, 22 Haziran 2003
Irak işgali başlamadan önce ve işgal sonrasında on binlerce Iraklı'nın, Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmeleri bu hadisteki olayla büyük bir benzerlik göstermektedir.
Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)'ın yanında idik, şöyle dedi: "Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak". Dedik ki: "Bu kimden dolayı olur." Dedi ki: "Acemler ('Arap olmayanlar) bunu men' ederler." Sonra dedi: "Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak". "Bu kimden dolayı olur" dedik. "Rumlar'dan dolayı"dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)
Irak, Müslüman olmayan yabancı devletler tarafından işgal edilmiş ve hemen arkasından hadiste belirtildiği gibi, yine yabancı devletler tarafından Irak'a uzun süre ambargo uygulanmıştır.
"Irak'a ölçeği ve dirhemi verilmeyecek. Şam'a da ölçeği ve dinarı verilmeyecek. Mısır'a ölçeği ve dinarı verilmeyecek. Başladığınız yere döneceksiniz" buyurdu ve üç kere tekrar etti. Buna Ebu Hureyre'nin eti ve kanı şahit oldu." (Müslim, Fiten 33, (2896); Ebu Davud, Harac 29, (3035))
"Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alışveriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 45)
Hadislerde belirtildiği şekilde işgal dolayısıyla büyük zarar gören Irak ekonomisi ve yabancı devletler tarafından uygulanan ambargolar nedeniyle, halkın alım gücü düşmüş, yokluk ve fakirlik en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Irak'ın işgali sonrasında Irak dinarının tedavülden kaldırılması söz konusu olmuştur.
Armageddon Yaşanmış Bitmiştir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder