25 Mayıs 2014 Pazar

Üçleme Yanılgısı


Allah Sebeplerden Münezzehtir ve Çocuk Edinmemiştir

Üçleme yanılgısı, bu yazıda üç bölüm olarak ele alınacaktır:
  Birinci bölümde Kilise'nin 1870 yılında aldığı üçlemenin bir "akıl ve mantık konusu değil, üzerinde düşünülmemesi gereken bir sır" olduğuna dair kararının üzerinde durulmaktadır. Üçleme karmaşasının nasıl zaman içinde "düşünülmemesi gereken" bir dogma haline getirildiği izah edilmekte ve samimi Hristiyanlar Allah'ın vasıfları konusunda derin düşünmeye davet edilmektedirler.
  İkinci bölümde bazı Hristiyanların üçleme iddialarının din ve mantık dışı olduğuna İncil ve Tevrat'tan deliller getirilmekte ve bu konuda Hristiyanların önemle düşünmeleri gereken çeşitli mantıklar sunulmaktadır.
  Üçüncü ve son bölümde ise, Hristiyanlara maddenin hakikati konusunda çok önemli bilgiler verilmektedir. Maddenin gerçek mahiyeti ile ilgili verilmekte olan bu bilgiler üçleme yanılgısının dayandırıldığı bütün iddiaları kesin olarak ortadan kaldırmakta ve Hristiyan kardeşlerimizin hayatını değiştirecek, şimdiye kadarki bakış açılarını tamamen gözden geçirmelerini sağlayacak yeni bir anlayış sunmaktadır.

  1. BÖLÜM
 Yaratılan Her Şeyde, "Düşünebilen Bir Topluluk İçin Ayetler Vardır" (Nahl Suresi, 11)

   Ellerimizin, hücrelerimizin, DNA, protein, enzim gibi yapıların; çeşit çeşit yaratılmış canlıların, kuşların uçmasının, balıkların yüzmesinin, yaprakların fotosentez yapmasının, göklerin, yıldızların, gezegenlerin, Güneş'in, Ay'ın, ağaçların baharda yeşermesinin, canlıların kış uykusuna yatmalarının, günlerin 24 saat olmasının, yağmurların, karların, kısacası görüp bildiğimiz, duyduğumuz, varlığından haberdar olduğumuz her şeyin bir amacı vardır. Bütün bunları düşünmeden, varlıklarının hikmetini anlamadan, onları görüp geçerek yaşamak kolaydır. İşte bazı insanları diğerlerinden ayıran en derin fark, kolaya tabi olmamaları, yaratılan her şey üzerine derin derin düşünmeleridir. Allah, Kuran'da da İncil'de de derin düşünme özelliğinin iman edenlere has bir özellik olduğunu belirtmiştir.
right path

Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık. Onlar için Rableri Katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir.
(Enam Suresi, 126-127)
   Eğer insan düşünmezse, kendisinin de bu hayatın da yaratılış amacını anlamaz. Eğer düşünmezse, nereden geldiğini, sorumluluklarının ne olduğunu ve nereye gideceğini bilmeden, hayatını boş, amaçsız ve gayesiz geçirebilir. Fakat insan, diğer canlılardan farklı olarak akla, vicdana, düşünme ve muhakeme etme yeteneğine sahiptir. Dolayısıyla önemli bir yükümlülüğü vardır. Nasıl ve ne için yaratıldığını düşünmek, Yaratan'ı anlamak ve O'na karşı sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür. İnsan, bu yükümlülüğünü gözardı ederek de yaşayabilir. Bu onun seçimidir. İşte insanlar, yaptıkları bu seçim ile birbirlerinden ayrılırlar. İman edenleri, akledenleri ve ahirette kazançlı çıkacak olanları diğerlerinden ayıran en büyük fark Yaratılış delilleri ve ayetler üzerinde derin düşünmeleri ve Yaratıcımızı gereği gibi anlayabilmeleridir.

  Nitekim İncil'de ve Tevrat'ta da derin düşünmenin önemine dikkat çekilmektedir:
... Düşünmüyor musunuz? Anlamıyor musunuz? Yüreğiniz öylesine mi katılaştı? (Markos, 8:17)
Dediklerimi iyi düşün. Rab sana her konuda anlayış verecektir. (Pavlus'tan Timoteos'a 2. Mektup, 2:7)
Kardeşlerim, aldığınız çağrıyı düşünün... (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 1:26)
... Gökteki değerlerin [Allah'ın Katında değerli olan şeylerin] ardından gidin.... Yeryüzündeki değil, gökteki [Allah'ın Katı'ndaki] değerleri düşünün... (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 3:1-2)
Rab'bin işleri büyüktür, onlardan zevk alanlar hep onları düşünür. (Mezmurlar, 111:2)
Böylece bütün bunları düşünüp taşındım ve şu sonuca vardım: Doğrular, bilgeler ve yaptıkları herşey Allah'ın elindedir… (Vaiz, 9:1)
… huzurunda, düşündükçe korkarım O'ndan. (Eyüp, 23:15)
 Yatağıma uzanınca Seni anarım, gece boyunca derin derin Seni düşünürüm. (Mezmurlar, 63:6)
 Ancak zevkini Rab'bin Yasası'ndan alır ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür. (Mezmurlar, 1:2)
 Rab'bin işlerini anacağım, Evet, geçmişteki harikalarını anacağım. Yaptıkları üzerinde derin derin düşüneceğim, bütün işlerinin üzerinde dikkatle duracağım. (Mezmurlar, 77:11-12)
Önderler toplanıp beni kötüleseler bile, ben kulun Senin kurallarını derin derin düşüneceğim. Öğütlerin benim zevkimdir, bana akıl verirler. (Mezmurlar, 119:23-24)
Ne kadar severim Yasanı! Bütün gün düşünürüm onun üzerinde. Buyrukların beni düşmanlarımdan bilge kılar, çünkü her zaman aklımdadır onlar. Bütün öğretmenlerimden daha akıllıyım, çünkü öğütlerin üzerinde düşünüyorum. (Mezmurlar, 119:97-99)
Allah'ın yaptığını düşün: O'nun eğrilttiğini kim doğrultabilir? İyi günde mutlu ol, ama kötü günde dikkatle düşün… (Vaiz, 7:13-14)
Dinle, Eyüp, dur da düşün Allah'ın şaşılası işlerini. (Eyüp, 37:14)
Yasa Kitabı'nda yazılanları dilinden düşürme. Tümünü özenle yerine getirmek için gece gündüz onu düşün. O zaman başarılı olacak ve amacına ulaşacaksın. (Yeşu, 1:8)
Geçmiş günleri anıyor, bütün yaptıklarını derin derin düşünüyor, Ellerinin işine bakıp dalıyorum. Ellerimi Sana açıyorum, canım kurak toprak gibi Sana susamış. (Mezmurlar, 143:5-6)
Yalnız Rab'den korkun, O'na bağlılıkla ve bütün yüreğinizle kulluk edin. O'nun sizler için ne görkemli işler yaptığını bir düşünün! (1. Samuel, 12:24)
Senin buyruklarından zevk alıyor, onları seviyorum. Saygı ve sevgi duyuyorum buyruklarına, derin derin düşünüyorum kurallarını. (Mezmurlar, 119:47-48)
Yaptıkların kuşaktan kuşağa şükranla anılacak, güçlü işlerin duyurulacak. Düşüneceğim harika işlerini; insanlar büyüklüğünü, yüce görkemini konuşacak. (Mezmurlar, 145:4-5)
   Yüce Allah, Kuran'da da, Kendisi'ne yönelip iman edenlerin, Yaratılış delilleri üzerinde düşünen insanlar olduklarını ve böylelikle Allah'ın üstün kudretini gereği gibi takdir edebildiklerini haber vermiştir:
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)
  Gerçek bir dindar olabilmek için derin düşünmek önemlidir. Gerçek dinin sathi ve düşünmeden yaşanması mümkün değildir. Derin düşünmek, iman ehli Müslümanların da, Musevilerin de, Hristiyanların da çok yoğun odaklanmaları gereken bir iman şartıdır. Ancak derin düşünüldüğünde Allah'ın büyüklüğünün ve yüceliğinin derinlemesine farkına varılabilir ve ancak o zaman Kutsal kitaplardaki sahih ve derin sözlerin batıni ve manevi anlamları çözülebilir. Din, yalnızca öğretilen ve ezbere yaşanan bir hayat şekli değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder